28 Aralık 2014 Pazar

İncik Boncuk Kutusu

 Bir ara merak salmıştım bu incik boncuğa, ne zaman birikti de bir kutuya sığamaz oldular anlamadım. Bu sebeple incik boncuk kutusu ihtiyacım doğdu tabi. Önce hazır satılan kutulara baktım ama hiçbiri istediğim şekilde değildi ve tabi işe koyuldum.
  Ayakkabı kutuları heba olmasın diye yapışkanlı kağıtlarla kaplayıp ıvır zıvır dolduruyorum içlerine. Bilumum alışveriş marketlerinde hazırları satılıyor desenli kutuların ama daha ekonomik olarak evde yapmak mümkün. Ayakkabı kutularını temel olarak kullanıp, mukavvalar ile işi biraz ileri boyuta taşıdım. Yapılan işin düzgün olması için cetvel kullanılması lazım. Aralıkları kullanılacak ayakkabı kutusunun boyutlarına göre ayarladım. Bir milimetrelik dişler açtım kestiğim her mukavva şeritine ki iç içe geçip daha sağlam dursunlar. Kaplamalarını çentikleri kestikten sonra yaptım. Kutunun tabanına yerleştirirken silikon tabancası kullandım, şeffaf olması ve kullanım rahatlığı sebebi ile. Yaptığım incik boncuk kutusunun tabanındaki bölmeler haricinde iki katı daha var. Katları sırf mukavvadan yaptım; önce dört kenarı ayakkabı kutusunun içine sığacak şekilde kestiğim dikdörtgenin kenarlarına yapıştırdım. Ve içine aynı mantalitede bölmeleri ekledim ama bu sefer daha küçük ıvır zıvır için bölmeleri küçük olarak ayarladım. 
 Bunun yanında şişler, tığlar ve vesaireler için de başka bir kutu tasarladım aşağıdaki gibi. Tek bir kutuda karman çorman olan boncuklar düzene girdi, daha rahat ulaşılabilir  daha rahat seçenekler görülebilir hale geldi. Bitirdikten sonra iyi ki uğraşmışım dedim. 

26 Aralık 2014 Cuma

Şal Atkı


 Kışın en güzel yanlarından biri kalın kıyafetlere, atkılara sarıp sarmalanmaktır. Soğuklar bastırınca evde oturup eline şişleri alıp, o atkıları örmek ayrı bir eğlence tabi. Bu salaş atkılar şimdilerde moda, güncel olması bir yana şık da duruyorlar. Örmesi çok kolay ve kısa sürede meyvesini veren bir çalışma.
 Kullanacağınız yün biraz kalın ve biraz sert olsun tok durması için. Yetmiş ilmekle düz ördüm, Atkının boyu için boynunuzu bir kere dolasın yeter. Düz örgü sırasında sıkı örmeye özen gösterin, atkı bittiğinde daha hoş duruyor. Şal atkının asıl işi örüp bitirdikten sonra ilmekleri diğer şişe geçirmekte. Tek tek geçirirken yapılması gereken bir ilmeği  şişe geçirip bir sonraki ilmeği geçirmemek. İlmeklerin yarısı şişte yarısı dışarıda kalacak şekilde şişte tutulup, şişte olmayan ipler teker teker atkının sonuna doğru açın (çözün). Atkının sonunda ki ilmekler de bir başka şişe aynı çözme işlemindeki gibi tek tek şişe alınır (daha doğrusu bir ilmek alınıp diğeri alınmaz). Fotoğraflardan da anlaşılabilir. 
 Birleştirme işlemi için üçüncü bir şiş daha lazım. Düzgün bir birleştirme için her iki şişte de aynı sayıda  ilmek olmalı. İki şişteki ilmekleri aynı şişte toplayın, örerek. Ve bitime işlemi uygulanır. Ta da atkı kullanıma hazır ve nazır.  Siyah veya krem renkli yün ile de örülebilir hatta daha şık olur. Gerçi şimdilerde 5 TL çarşıdan da alınabilir ama kendi elinizden çıkması paha biçilemez. 




12 Aralık 2014 Cuma

GOBLEN İşleme

 Bu güzel  kış gününden hepinize tekrar merhaba,  bir fincan sütlü kahve arkadaşlığında sizinle paylaşmak istediğim GOBLEN ile tanışma hikayem (hikaye denemez aslında :)) ve sonrasında yapımındaki birkaç incelik. Esasında kuzenimin uzmanlık alanına giren bir konu, el işine yatkınlığımdan bana da sıklıkla öneriyordu. Pek oralı olmadım. Geçtiğimiz eylül ayında Ankara'ya gitmemiz gerekti ve kuzenimin evinin duvarlarında ki tabloları görünce "bayıldım" kelimesi hissettiğim duygu yanında az kalır. Aşağıdaki iki fotoğraf kuzenimin el mahareti.


  Fotoğraflarda pek anlaşılmıyor sanki yağlı tablo gibi duruyor, zaten GOBLEN yada kaneviçe işlemesinden haberi olmayan biri bu tabloları resim olarak değerlendirebilir. Tablo formuna girdikten sonra bu işlemeler başka bir hale bürünüyorlar. 

  Farklı ebatlarda alıp işleyebileceğiniz ve farklı kombinasyonlarla duvarlarınızı süsleyebileceğiniz faydalı bir hobi; ayrıca, fiyat performans açısından da işlenip arkadaşlarınıza hediye edebileceğiniz türden bir uğraş. Ankara'dan ayrılmadan önce kuzenimle Ankara'nın meşhur düğmecilerine bir uğradım. Düğmeci dediğime bakmayın aslında büyük tuhafiyeler ve İstanbul'da bu büyüklükte bir tuhafiye görmedim. Birçok seçenek arasında iki üç tane GOBLEN aldım. Aşağıdaki GOBLEN Ankara'dan aldıklarımdan biri.


 "Sadece renk tonlarına göre işleniyor, bunu yapmakta ne var ki?" demeyin, Tek yöne işlendiği için bazı yerlerde bunu hangi renk işlesem diye düşünüyorsunuz. Bir iki denemeden sonra işin piri oluyorsunuz, o başka. GOBLEN de tonlamalar çok önemli doğru renkleri seçmeniz çok önemli ve işlerken o renk tonunu ayırt ederken dikkatli olmanız gerekir. Renkler birbirine yakın olduğu için size önerim bir rengi alın onunla ilgili yerler bitene kadar o rengi işleyin. Bu sayede algınız o renge odaklanacak ve diğer tonlardan daha rahat bir şekilde ayırt edeceksiniz. Normalde GOBLENler ipleri ile beraber satılıyor, size önerim iplerini kendiniz ayriyeten almanız çünkü ipler yetmeyebiliyor sonra aynı tonu bulmanız sıkıntı olabiliyor. Ve ilk defa yapacaksanız, öncelikle pek karışık olmayan küçük bir desen tercih edin. Kuzenimin duvarlarında ki manzara resimleri daha çok ilgimi çekmişti bu sebeple manzara resmi olan GOBLENlerden aldım. Manzara işleyince, yakından pek bir şeye benzemiyor ama çiçek gül motifleri hem yakından hem de uzaktan çok şık duruyorlar. 
 Bu işlediğim GOBLENlerden kaçıncısı bilmiyorum, bitirdiğimde en içime sinen buydu. Tablo olarak çok şık durabilirdi ama el işi çantası yapmayı planlıyordum ta ki arkadaşım görüp isteyene kadar ( :) ). Bu güzellik tablo olup arkadaşcağazımın duvarını süsleyecek. Bu mevsimde en yapılabilecek şey; bir battaniyenin altına girip işleme yapmak yada kitap okumak. 

21 Kasım 2014 Cuma

Balkabağından İğnelik

   Bloglarda gezinirken çeşit çeşit iğnelikler görmüştüm, hepsi de maharet isteyen türdendi. İğlenilik değilde sanki birer oyuncaktılar. Ben de onlardan birini yapmak için kolları sıvadım. Tabiki en kolay olanını seçtim; balkabağı şeklinde bir iğnelik. Balkabağı hem görünüşü hemde tadı ile en çok sevdiğim sebzelerden biridir. Neyse ne...


 Balkabağından iğnelik ilk yaptığım DIYlardan biriydi ve yapımı da oldukça kolay fotoğraflardan anlaşılarbilir. Sadece bir kaç öneride bulunabilirim; kestiğiniz yuvarlak biraz daha büyük olsa (bir tabak genişliğinde) daha iyi bir sonuç alınabilir, içine koyacağınız şey pamuk olmasın çünkü çok sert iğneler zor girip çıkıyor pamuk yerine ya elyaf yada kumaş parçaları kullanabilirsiniz. 


 Annem zamanın da dikiş ile uğraştığından evde hali hazırda kumaş rezervimiz mevcut bu tür şeyler için oraya başvuruyorum. Süslemeyi de kumaşlardan yapabilirdim lakin sert durması gerekiyordu, kumaş yerine keçe kullandım. 


 Hazır yapıyorken iki üç tane daha yapayım dedim, bitirdiğinizde fazlaca olmaları sizi ayrıca mutlu ediyor.Geri kalanları tanıdıklarıma hediye oldu. İğneler artık daha düzenli!!!

18 Kasım 2014 Salı

Keçeden Küpelik

 Başak burcu olarak düzeni seviyorum, gruplara ayırıp düzenlemeyi. Bu sebeple DIY olarak yaptığım birçok şey düzenleyicilerdir. Yerli yerinde olmak kolay ulaşmayı sağladığı gibi eldeki nevaleleri tam görmenizi ve seçim yapmanızı kolaylaştırır. Bu sebeple sanırım şimdilerde çekmece içlerini bölmeli olarak üretiyorlar. Neyse ne... 
 İncik boncuk biz hatunların ilgisini çekiyor ve her girdiğimiz mağzadan bir küpe yada bir kolye almamız kaçınılmaz oluyor. Sizi bilmem ama ben öyle bir hatunum ve özellikle de küpeler ilgi odağımdır. Hal böyle olunca ne yapmalı diyerek malzemelerime baktım keçeden bir küpelik yapabileceğimi düşündüm, işe koyuldum.



 Renkleri birbirine uyumlu iki keçe seçtim. Şablon olarak kullanabileceğim bir meta seçtim, metayı baz alıp maket bıçağı yardımıyla keçeden parçalar çıkardım (Bir kırmızı keçeden kapak yapmak için iki gri keçeden küpeleri yerleştireceğim içini yapmak için). İçi için ikiden fazla parçanız olmasın kapanması zor oluyor. İki türlü küpe için iki farklı alan yapmam gerekti, iç keçenin renginden iki uzun şerit kestim ve birer santim aralıklarla diktim. 


 Kapağı için bir kağıda 'küpelik' yazdım ve iğnelerle keçeye iliştirdim. Seçtiğim iple yazdığım yazıyı keçeye işledim. İşleme yaparken, iğneleri batıracağınız yerleri belli aralıklarla işaretleyin ki bittiği zaman daha düzgün dursun. İşlemenizi kalın bir iple de yapabilirsiniz biraz zorlanırsınız ama benim yaptığım gibi işlemeyi yanyana yaparsanız (bunun için kalın uçlu bir kalem kullanın yazıyı yazarken) zaten kalın görünecektir. Sonrasında üç keçeyi düzenli bir şekilde bir araya getirerek tam ortasından dikin. Ve taadaa küpelik hazır.


5 Kasım 2014 Çarşamba

Pullu Pullu Balık Çantası

Hediyeleşmenin önemli olduğu bir döneme ait çocukluğum. Dükkanlarda az ve öz bulabileceğiniz ürünlerle sınırlıydı seçenekler; aldığınızda tüm harçlığınızı yatırıp keşke kendime de alsaydım dediğiniz türden. Şimdinin üç liraya alınan kaynağı bir milyoncu olan ıvır-zıvırlar ile bir ilgisi yok. Belki de biriktirdiğiniz tüm parayı arkadaşınıza hediye almaktaydı sihir. Kapitalist düzenin bize sunduğu seçeneklerde ise orta diye bir sınıf yok yani ya çok ucuz Çin plastiği yada çok pahalı Avrupa plastiği. Hediye edebilecek birşey bulmak zor bu günlerde. Neyse...
  İnternette gezinirken bir çanta gördüm, balık şeklindeydi yeğenime almak isteyebileceğim türden ama satışı yoktu bende evde olan nevalelerle yapayım dedim. Orasını şöyle yapmıştırlar burasını böyle dikmiştirler diyerek devam ettim,  bire bir aynı olmasa da bittiğinde içime sinmişti. Bahsettiğim yeşil,pulu balık çantanın fotoğraflarını sonra paylaşacağım.
  Teyzemin çantayı görüp kendi torununa da istemesi tecrübe ettiğimi birkez daha yapmama olanak sağladı. Elbette fabrika ürünü alabilirdim, çok daha ucuza gelirdi. Düzgün dikilmiş kusurları olmayan birşey. Hayalgücümü kullanmayıp başkasının hayalgücüne konmak, özelliklede yapabilecek durumdayken. Velhasılı arta kalan kumaşlarımıza baktım gözüme uyumlu gelen iki farklı kumaşı seçtim ve hayal etmeye koyuldum. Sonrası büyük bir kağıt alıp şablon çıkarmak, dikkat ettiğim içine bir okuma kitabı sığabilecek olmasıydı. Bir çocuk kitabını kağıdın üzerine koyup etrafına onu kapsayacak büyüklükte balık çizdim. Gözüme hoş gelene kadar boyutu silip tekrar çizdim ve kırmızı bir makasın yardımı ile ayırdım balığımı kağıttan. Şablonu ütülenmiş kumaşın üzerine koyup bilinen işlemler (kumaşı şablon yardımı ile çizip, vs) ile üç parça olarak ayırdım. Dikiş makinesi ile dikiş işlemlerini de tamamladım.
Pulları balığın büyüklüğü ile orantılı olacak bir oranda yapmaya özen gösterdim, onun içinde bir şablon ayarladım ve pul gerektikçe kesip dikip ana kumaşın üzerine diktim. Tüm kesme işlemleri bittikten sonra ilk dikeceğiniz pullar olsun değilse çok zorlanırsınız.

  Yaptığınız emek verdiğiniz şey bitince ve taktir toplayınca mutlu oluyorsunuz bir de küçük gözlerin merakı ve mutluluğu sevincinize sevinç katıyor. Bu pullu balık çanta şimdi Ankara'da Asya'nın sırtında, okuyamadığı ama resimlerinden hikayeler uydurduğu küçük kitaplarını taşıyor.

29 Ekim 2014 Çarşamba

Pek Mühim Blogger Ailesi,....

Pek mühim Blogger ailesi, merhaba;
Uzun bir süredir aklımı kurcalayan bir durumun nihai kararıdır bu blog. İşsiz bir mühendis olarak "Acaba şunu şöyle yapsam nasıl olur?" sorusuna verdiğim cevapları birileri ile paylaşmak hoşuma gittiğinden olsa gerek şu an ben bu yazıyı yazıyorum ve siz o an okuyorsunuz.
Nasıl olur ne olur tam kestirememekle beraber vira bismillah diyerek okyanusa bir açılalım bakalım.