22 Aralık 2015 Salı

Beyim Bilir & Hanım Bilir Magnetleri

 Biz biliyoruz hatta biliyoruz da konuşuyoruz!!! Maşallah bilmediğimiz şey pek az. Kim olduğunu hatırlamıyorum bir zamanın alimi şöyle demiş; bilmediklerimi ayağımın altına alsam başım göğe değerdi. Eşler arasında anlaşmazlığın temel unsurlarından biri de bu "ben bilirim" lakırdıları. Anne Babamda bu konu çevresinde bir çok tartışmaya imza atmışlardır. İnternette sörf yaparken (ne ambiane bir tabir:))  slogan vari yazıların farklı malzemeler üzerine işlenerek kimi yerde dekorasyon olarak kimi yerde de kullanıla gelen eşyalarda (çanta,cüzdan, kutu) görmüştüm. Aklımın bir kenarında bu fikri farklı bir sloganla hayata geçirmek vardı. Anne ve babamın tatlı tartışmalarının ilhamı ile "Hanım bilir, Beyim bilir" mottoları  aklıma geldi. Durur muyum?  


 Magnetlerimin yapımında keçe, kum boncuk ve mıknatıs kullandım. Öncesinde, şablon çıkarmanız lazım keçeye şekil vermek için. İstediğiniz herhangi bir şekil olabilir; ben kalp formunu uygun buldum ama siz konuşma balonu da tasarlayabilirsiniz. Devamında, kestiğiniz keçenin üstüne cetvelle bir çizgi çizmeniz lazım ki yazı düz dursun ve yazmayı planladığınız kısa sloganınızı kum boncuklarla işlemelisiniz. Harfleri işlerken boncuk sayısını dikkate alın, her bir harfin boyutları için eşit miktarda boncuk kullanmaya özen gösterin. 


 Sonrasında, keçenin etrafını dikmek lazım ama içini doldurmak da gerektiğinden hafif bir aralık bırakmalısınız.Bıraktığınız aralıktan istediğiniz malzeme ile içini doldurabilirsiniz. Ben evde yırtılmış eski tüllerden kullandım.  Bir de kenarlarını yün iple diktim.Zor oldu lakin güzel oldu. Önceleri bunları broş olarak tasarlamıştım arkalarına kancalı iğne dikerek. Zaman içinde magnet de olabilecekleri aklıma gelince arkalarına birer mıknatıs silikonlamak kafi oldu.


 

 Elbette ki biliyoruz da konuşuyoruz. Ama birazcık alttan alıp eşlerimize de söz hakkı vermeye ne dersiniz?

5 Aralık 2015 Cumartesi

Eski Yıpranmış Kutuların Hayata Dönme Serüveni

 Başlığa aldanmayın,kısacık bir hikaye aslında. Eski püskü, elinize geçtiği an çöpe atma isteği uyandıran kutuların ömrünü uzatmaya çalıştım. Daha doğrusu kullanılabilir hale getirdim. Bu gerekli bir iş midir karar sizin.


 Geçenlerde annemin geçmişten kalma hazinelerini yol yordama sokarken (ipler bir yere yünler bir yere) bu kutular kendine yer bulamadı. Şekilleri ve derinlikleri hoşuma gittiğinden bir ~Acaba? sorusu ile işe koyuldum. Önceki yayınlarımdan birinde bahsetmiştim, yapışkanlı kağıtlardan. Bunların kullanım alanları çeşitli lakin ben kutu kaplamasında kullanıyorum ve çok farklı güzel desenlileri de mevcut. Biz eski, yıpranmış ve ezilmiş kutularımıza dönelim; Kaplama kağıdı biraz sert olduğundan tam bir form veremese de kutulara, kutular eski hallerine nazaran daha derli toplu duruyorlar. Hafif yamuklukları göze batmasın nede olsa el emeği deyip içinden kurt çıkan organik elma misali sevin yaptıklarınızı.


 Şimdilerde, organize etmek düzenli olmak adına boş ve desenli kutular satın alıyoruz. Hediye alıyoruz bir arkadaşımıza ve birde şık kutu arama derdine düşüyoruz. Asıl olan eldekileri kullanıp kendi evinizde dahi üretici pozisyona geçebilmemiz. Bu kutular geri dönüşüme girse dahi 3-4 yaprak kağıt olacaktı, kuvvetle muhtemel yine çöpe atılacaklardı. Siz üreten olun, muhakkak işinize yarayacaktır.